28 Şubat 2018 Çarşamba

NEDEN "O-Bİ-WAN" ?

Senelerdir bir yere giderken "bunu da alayım bu da lazım olur" diye hazırlanan bavullardan kendimiz bile bezip "keşke evimize tekerlek takıp da yanımızda götürsek, bu kadar bavul nasıl taşınacak şimdi" diye söylenmelerimiz artık son buldu.

Konfor alanını kendi ihtiyaç ve arzularına göre belirlediğin, içinde huzur bulduğun evini, hayal ettiğin her yere götürmenin dayanılmaz bir keyfi varmış.
Anlatıldığında abartılıyor sanırdık çünkü sadece bir arabaya sığma fikri çok da kabul edilemez gelirdi.
Minimal yaşamı hayatımıza adapte etmek için birtakım manevi evrelerden geçtik kuşkusuz.
Önce içsel bir yolculukla başlıyor her şey, kendinizi sorguluyorsunuz:
Yaşamımda neleri, ne kadar kullanıyorum/tüketiyorum sorusu sonrasında verdiğiniz cevap önce sizi çok rahatsız ediyor. Kafanızda canlandırdığınızın çok altında bir cevap bulunca tedirginlik ile birlikte acaba deyip diğer sorulara geçiyorsunuz.
Yaşamımda ihtiyacım olan şeyler dışındakileri taşımalı mıyım/ne kadarını taşımalıyım?
Ve son kilit soru: Buna ihtiyacım var mı? Sonrasında idrak yolları açılmaya başlıyor.



İş ve sosyal yaşamın bizi zorladığı, şimdi şimdi anladığımız, bazı "gereksiz"likler veya "olmazsa da olurmuş"lar ile yıllar boyu fazlalaşmamızı değerlendirme süreci sonrasında hayıflanacağınız bir zaman dilimi oluyor, çabuk atlatmak lazım :)

Minimalist yaşam kararımızı karavan hayalimiz ile birleştirdikten ve bunu bir yaşam biçimi olarak benimsedikten hemen sonra, bizi tanıyanlar iyi bilirler ki çok araştırma yaparak deyim tam da yerinde "ince eleyip sık dokuyarak" ikinci bölüme geçtik. Giriş bölümü biraz düşünceli geçse de gelişme kısmı aksiyonluydu.
Seçimlerimiz,tercihlerimiz ve karavanı oluşturma sürecimizi ayrıca uzun uzun yazacağız.
Hemen hemen her gün yaşamımıza aldığımız bu yeni oluşumu reel olarak yaşamaya başlamadan kafamızda belirlediğimiz eşyaların yetip yetmeyeceği, 8 metrekareye sığıp sığamayacağımız gibi içinde endişe barındıran düşüncelerimiz olsa da dışarda yaşam fikrine tam olarak hazırdık.
Özgürlük fikri bizim tüm ayarlarımızı düzenliyordu.
Sonuca yaklaştıkça da bu 8 metrekarelik yeni yaşam alanımızın kimliklendirilmesi, bizden olması lazımdı.

O_bi_hayaldi!
O_bi_yaşam şekli oldu!
O_bi_özgürlük!
O_bi_tutku!
O_bi_evden daha fazlası! derken

"O_bi_van" çıkıverdi yekten.

Bu da bize büyük Jedi ustası, aydınlığın ve gücün temsilcisi Obi Wan'ı hatırlattı ki çok severiz kendisini, yolumuzu aydınlatması, bize güç vermesi için adımızı yüksek sesle söylemeye başladık.

O_bi_Wan 'ı takdimimizdir efenim.




Güç  bizimle olsun...
Sevgiyle kalın...

2 yorum:

  1. Çok güzel ilham verici bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık :) Bol keşifli yolculuklarınız olsun.
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Güzel insanlar yolunuz açık olsun merak ve ilgiyle takipteyiz...Sevgiler

    YanıtlaSil